9 Mart 2016 Çarşamba

Sevgili Met'in Diş Buğdayı Kutlaması

Telefonumun blog notlarında yer alan, aylardır yazılmayı bekleyen bir konu daha bugün yazılmama kaderinin ağlarından kurtularak burada gün ışığına çıkıyor.. Peki niye durdum durdum yazmak için bugünü buldum; oğlum ilk minik adımlarını attı ve bu hafta sonu tay çöreği partisi var :) Onun öncesinde yazayım da arayı soğutmadan  hemen tay çöreğini de yazarım dedim, dediğimi yapabilmem dileği ile başlıyorum diş buğdayı detaylarına..

Anası gibi tez canlı oğlumun her şeyi gibi dişi de erkenden, henüz kendisi 5,5 aylıkken çıktı ve 6 aylık olmasına birkaç gün kala diş buğdayı organizasyonunu gerçekleştirdik.
Hem akraba hem arkadaş yönünden oldukça zengin olduğumuz için Cumartesi ve Pazar olmak üzere iki ayrı günde organize ettik. Ne gerek var ayrı ayrı bir kere de yapıp kurtulsaydın demeyin, ne evim ne ben aynı anda 70 kişiyi ağırlayabilecek durumda değiliz :) Sağ olsunlar hala ve teyze destekleri sayesinde iki günün de altından kalkmayı başardık.


Öncelikle parti teması belirlenir ya ben tema yerine renk seçtim.  Mavi, lacivert, bordo, gümüş ve tabii ki beyaz olmak üzere beş renk seçtim. Süsleme ve şeker büfesi hazırlığını bu renkler üzerinden yaptım. Telefonumdaki bir aplikasyon ile bir davetiye hazırladım ve arkadaşlarımıza, akrabalarımıza mesajla bu davetiyeyi ulaştırarak ilk adımı attım.



Duvar süslemeleri için bu renklerde kartonlar aldım ve büyük ve küçük olmak üzere iki boy kağıttan çiçekler yaptım. Aslında tam çiçek de değil, rüzgar gülü gibi. Yapımı o kadar basit ve kısa sürüyor ki Sevgili Met’in kısacı uykuları arasında bile yapmayı başardım ama tabii tek başıma değil, babamızın desteği ile :) Çözene kadar baya bir karton ziyan ettim ama deneme yanılma yolu ile olayı çözdükten sonrası çok kısa sürdü. Yapması çok kolay ama anlatması biraz şey, neyse o da faklı bir post konusu olsun, ben notumu aldım. Duvar süslerini Balon evi’nden aldığım yine aynı renk balonlarla tamamladım. Balonları çubuklara takıp plastik saksıların içindeki köpüklere tutturdum, içine de beyaz saksı taşlarından koydum ağırlık olsun diye. Düşmedi mi? Tabii ki düştü, ama olsun 3-5 foto idare etti :)


Masanın önüne ve Sevgili Met’in mama sandalyesine hastane süslememizde yataklarımızın ayak ucuna takılan mavi fiyonkları astık, böylelikle ikinci kez kullanmış olduk. Şeker büfesinde (fotoğraf çekilen alan olarak da tanımlayabiliriz burayı :) ) beyaz bezeler, kırmızı elma şekeri, mini cam damacana da nar suyu, diş hediği kasesi, mavi ve kırmızı puantiyeli kaplarda cupcake’ler ve diş temalı pastamız yer alıyordu. Bir de kapıya karşılama panosu yerine ISIRILACAKLAR LİSTESİ yaptım ve tüm davetlilerin adını yazdım, davetiyeyi tamamlayan bir karşılama panosu oldu :)


Gelelim Sevgili Met’den sonraki başrol oyuncusu diş hediğinin tarifine;
İnternette bu konuda birçok tarif var, kafanız karışabilir. Klasik tariflerin yanında modernize olmuş ama bana göre fazla karışık olan tarifler de mevcut. Ben konuklarımız damak tatlarına göre kendileri hazırlasınlar diye minik bir köşe yaptım şeker büfesinde. 4 su bardağı hedik ve 1 su bardağı nohudu düdüklü tencerede haşladım. Süzüp, ayaklı ve geniş bir kaseye koydum. Önünde de minik kâselerde tuz, tarçın, nar, pudra şekeri, ceviz, damla çikolata ve fındık kırığı koydum. Benim tercihim sadece birazcık tuz ama diğer soslara da talep yoğun oldu.

Gelelim diğer bir önemli ve yorucu konu mönüye; en çok destek almanız gereken konu bu bence. Davetlilerden nazınızın geçtiği arkadaşlarınızdan, kardeşlerinizden veya kuzenlerinizden yardım talep etmekte çekinmeyin. Vakti olan bir çeşit bir şey hazırlayıp getirebilir. Çünkü hem süsleme, hem ev düzeni, hem çocuğun yemesi, giyinmesi derken bir bakıyorsunuz kuaföre gitmeye zaman kalmamış. Fotoğraflarda süslemeler, ikramlıklar mükemmelken siz sönük olmak istemezsiniz değil mi? Öyleyse azıcık yardım talep edi :) Bizim börekleri halalarımız, tatlıları teyzelerimiz yaptı. Ben birkaç salata yaptım ve pastanın siparişini verdim kalan zamanda da kendimle ve oğlumla ilgilendim. Bu arada pastamızda temamızdaki renklerle uyumluydu. Dilimlemesi kolay olduğu için genelde kare pastayı tercih ediyorum. Mavi kaplama üzerinde yıldızlı diş fırçası, diş macunu ve gülen dişler ile süslenmişti. Kenarlarında temamızdaki beş renkten balonlar vardı. Üzerinde ISIRIRIM yazıyor ve taban kaplamasında da İLK DİŞİM 26.09.2015 yazıyordu, bu tarihler sonra unutuluyor ama pastaya yazılınca fotoğraflarda kayıtlı durmuş oluyor. Tay çöreği pastasına da tarih atacağım :)


Tabii ki diş buğdayı yapmışken en önemli gelenek olan meslek seçme merasimini atlamadık. Eskiden tornavida, kitap, stetoskop gibi şeyler koyarlarmış, yani birkaç meslek seçme zorunda bırakırlarmış yavrucakları. Şimdi öyle mi? Mis gibi meslek kartları var, içinde onlarca seçenek var. Ama benim oğlum olacak şahsiyet gitti tesisatçı mesleğini seçti:) onu elinden hızlıca alıp beyin cerrahı kartını tutuşturdum ama ne kadar etkili olur bilemiyorum.

Son olarak ne giydim, ne giydirdim. Aslında elbise giymemi planlıyordum ama malum kilolar sebebi ile uygun elbise bulamadım. Mango’da bulduğum toparlayıcı etek imdadıma yetişti, üzerine Zara’dan basic siyah bir t-shirt  ve uzun zincir gold renkte bir kolye ile basit ama rahat bir kombin yaptım. Oğlum için beyaz gömlek, mavi kırmızı kareli bir papyon, eskitme bir jean ve lacivert kırmızı bir ayakkabı seçtim. Babası da klasik mavi gömlek ve jean ile bize eşlik etti. Böyle organizasyonlar için uyumlu giyinmek evet hoş ama takım giyinmek, ne bileyim, biraz şey. Hadi anne çocuk bi’ yerde okeyde oğlanın turuncu tulumundan babaya da pantolon giydirmek.. ayy neyse bi’ şey demeyeyim, neyi eleştirdiysem yaptım çünkü :( 

Tamamdır, yeterince konuyu uzatmışım yine. Artık burada tak diye kapatabilirim postu :)
Sevgiler,
Ezgi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder