Annesi ve babası olarak
uyutamadığımız yavrumuzu bilimin güvenli kollarına emanet etmeye karar verdik
ama bir uyku koçu ile nasıl çalışılır, uyku koçu ne yapar, eve gelip mi
uyutacak, telefondan ninni mi söyleyecek, bizim yapmadığımız/yapamadığımız ne
yapacak, bu konularda pek de bilgimiz yoktu. Etrafımızda uyku koçu ile çalışmış
tek bir örnek vardı; üst kat komşumuz. Ancak onlar da eğitimi sadece 4 gün
devam edebildiklerini, çocuğun psikolojisinin olumsuz etkilendiğini
gözlemledikleri için eğitimi yarıda bıraktıklarını söylemişlerdi. Fakat dört
gün verdikleri eğitimin bile onları çok iyi geldiklerini söyleyip, bize de profesyonel
biri ile çalışmayı tavsiye etmişlerdi.
Aslında esas konu buydu: oğlumun
psikolojisi. Bizim bu süreci tek başımıza atlatamamamızın gerçek sebebi. Elimi
bırakırsam o kadar ağlıyordu ki. Ayağa kalkıp, bana dokunmaya, boynuma
sarılmaya çalışıyordu. Bana olan güveninin zedelenmesinden korkuyordum.
Korkmasından korkuyordum. Her ikimizin de artık gerçekten uyuması gerektiği su
götürmez bir gerçekti ama bunun bu şekilde olması beni inanılmaz rahatsız
ediyordu. Onu üzmek, üzerek uyutmak istemiyordum. O bu kadar üzülürken doğru mu
yapıyorum, yanlış mı yapıyorum, kaş yapıyorum derken göz mü çıkarıyorum
bilemiyordum. Birinin bana whatsapp’tan ‘’hayır, Ezgi Hanım sorun yok, doğru
yoldayız, bunları hatırlamayacak bile’’ diye mesaj yazmasına ihtiyaç duyuyordum
ve uyku koçuna yaptığım ödeme de tam olarak bunun içindi. Bana günde birkaç kez
‘’sorun yok, devam edelim’’ yazması için.
Bu yazıda hangi uyku koçu ile
çalıştığımızı söylemeyeceğim. Çünkü aşağıda yazacağım bazı sebeplerden ötürü bu
dönem benim için çok rahat geçmedi. Zaten rahat geçmeyecekti ama uyku koçu ile
çalışıyorsam bunun bana pozitif anlamda yansıması gerekirdi. Dolayısı ile
beklentimi karşılamadığı için olumsuz bir yorum belirtip adını yazmak ve
işlerini engellemek istemiyorum. Çünkü o dönem duygusal olarak o kadar
çökmüştüm ki bir miktar yardıma, azıcık dinlenmeye, birazcık ilgiye, bir kase
çorbaya o kadar çok ihtiyacım vardı ki sadece uyku koçundan değil ailemden, yakınlarımdan,
arkadaşlarımdan da çok fazla beklenti içine girmiştim ve beni aramayan, mesaj
atmayan, ziyaret etmeyen herkese düşman olmuştum. Dolayısı ile uyku koçumuzun
bende yarattığı izlenimde haklı mıyım, haksız mıyım emin değilim. Haksız yere
de kötü bir şey yazıp işlerini etkilemek istemem çünkü web sitesinde hep iyi
yorumlar yazıyor, kendisi ile çalışan anne/babaların sürekli teşekkür
mektuplarını yayınlıyor. Sosyal medyada takipçisi çok fazla, tv kanallarına
çıkıyor, eğitimler veriyor. İşin oldukça ehli kısaca ama dediğim gibi ben o
dönemi ve şu anki halimizi düşününce çok da şükranla anmıyorum kendisini.
Bu uzun parantezi kapattıktan sonra
konumuza uyku koçu araştırması ile dönüyorum. İnternette ve sosyal medyada
arama yaptığınızda zaten 3-4 adres çıkıyor. Bunlardan teklif alıp, iyi elektrik
aldığımız biri ile başlarız diye düşünürken, samimiyetine inandığım ve
blogger’ın bu konuda bir yazısına denk geldim. Neredeyse 1 yaşına kadar
uyumayan bebeği, bir uyku koçu ile çalışarak 15 günde kendi kendine ve deliksiz
uyuyan bir bebeğe dönüşmüştü. Tamam dedim, aradığım koç bu. Başkası ile görüşmeye
hiç gerek yok. Sonra yazısında bahsettiği uyku koçunun web sayfasını incelemeye
başladım. Yorumlar inanılmazdı. ‘’Uyku eğitiminden sonra çocuğumu zorla
uyandırıyorum!’’ resmen böyle yazmışlardı. İşte ben de onlardan biri olmak
istiyordum. Ben de Sevgili Met’i zorla uyandırmak istiyordum.
Hemen
iletişime geçtim, ödemesini yaptık, birkaç form doldurduk, ardından eğitim
öncesi nasıl olduğumuzu görmesi için iki gün uyku güncesi tuttuk. Nasıl uyudu,
ne kadar uyudu gibi bilgileri içeren. Ardından eğitim planı geldi. Beni ilk
rahatsız eden şey bu oldu. İlk telefon görüşmemizde oğlumun durumundan
detaylıca bahsettim, uyku koçumuz bana her bebek aynı yöntemle uyumaz, biz
oğlunuza özel, onun neye ihtiyacı olduğunu bularak uyku eğitimini veririz
demişti ancak gelen uyku planı benim elimdeki uyku planının aynısıydı. Olabilir
dedim, demek ki onun tepkilerine göre değişiklik yapacağız ama o da olmadı. İki
hafta diye başlayan program bir aya uzadı. Bu süreçte oğlumun akşam üzeri
uykusuna sürekli direnmesine rağmen ve benim ısrarla acaba başka bir şey mi
denesek diye sormama rağmen bu uyku planında hiçbir değişiklik olmadı.
Uyku
eğitimine başladık. Uyku koçumuz whatsapp ile hizmet veriyordu. Dediklerini
harfiyen uyguladım. Öncelikle gece beslenmemizi bir ile sınırlandırmamızı
istedi. Gece sadece bir kez 11’de mamasını verecektik, tüm gece başka mama yok.
Bir de emzik konusu vardı. Yatağına 4-5 adet emzik koymamızı ve emziği
düştüğünde kalkarsa asla vermememizi, kendisinin arayıp, ağzına takması
gerektiğini söyledi. Ben her ne kadar oğlumun bunu yapabileceğine inanmasam da
valla başardı. Bu dönemde eve kimse gelmedi, biz hiçbir yere gitmedik.
Gittiklerimiz de yakın yerler ve uyku aralarında oldu. Uyku saatinden önce
mutlaka eve döndük. Çünkü pusetinde uyursa yatağa koyamıyorduk, uykusu çok
hassas olduğu için dokununca uyanıyordu.
Uyku
eğitimine gece uykusu ile başladık ve ilk akşam Sevgili Met tahminimden daha
iyi tepki verdi, yaklaşık 45 dakika kadar ağlayarak uykuya daldı ve sabaha
kadar deliksiz uyudu. İnanılmazdı gerçekten. Rüyamda görsem inanmazdım.
Aylardır o kadar yorulmuştuk ki biz de uyanmamışız. Sevgili Met doğduğundan
beri ilk kez deliksiz uyumuştuk. Ertesi gün öğlen de yine benzer bir süre
ağlayıp uyudu. Ancak kısa süre uyudu, sonra uyandı. İyi bir başlangıç
yaptığımız için ve biraz da web sitesinde yazan yorumların etkisiyle birkaç gün
içinde yatağına koyar koymaz uyur zannediyordum ama yanılmışım. İki haftalık
program bitti, yaklaşık iki hafta daha devam ettik. Bu dönemde ben karşımda
sürekli ağlayan oğlumla, sinirlerim laçka olmuş şekilde, ‘ne zaman ağlamadan
uyuyacak’ diye uyku koçumuza sorular sorarken; aldığım yanıt hep aynıydı.
‘gayet iyi gidiyoruz’ , ‘sabırsız olmayın’ . Sanki herkese copy-paste aynı
yanıtı gönderiyormuş gibi geliyordu. Hep iki kelimelik cevaplar. Fazla detay
yok ve hep aynı cevap. Ben de yukarıda bahsettiğim gibi sağlıksız bir ruh hali
içinde olduğum için, oğlumu uyutabileceğini umduğum tek insandan biraz daha
alaka bekliyordum. Böyle düşünmekte ne kadar haklıyım bilmiyorum ama beklentim
karşılanmadı diyebilirim.
Birinci ayın
sonuna yaklaşırken artık 45 dakika yarım saat ağlamıyordu ama hala bir
dengesizlik hali vardı. Bir uykusunda yatağa başını koyar koymaz saniyeler
içinde sıfır ağlama dalarken, sonraki uykusunda 5-10 dakika ağlayabiliyordu.
Uyku koçumuz bu tarz gerilemelerin doğal olduğunu söylemişti. Öğlenleri ise
hala kısa süre uyuyordu, toplamda uyuması gereken uyku süresine ulaşamıyorduk.
Bu arada
yılbaşına birkaç gün kalmıştı. Haftalar öncesinden yılbaşı akşamı için
kardeşimde toplanmayı planlamıştık ama eğitim düşündüğümüzden de uzun sürmüştü
ve biz hala ev dışında bir uyku denemesi yapmamıştık. Bu konuyu uyku koçumuza
sorduğumda oğlumun henüz uykuları tam olarak yoluna girmediği için hazır
olmadığını ama kararı bize bıraktığını söyledi. Ben de iyiden iyiye
sıkılmıştım, ne eve kimse geliyordu ne biz kimseye gidiyorduk, bir aydır ciddi
bir kamp hayatı yaşıyorduk. Eşimle konuşup, gece kardeşimde kalmayı denemeye
karar verdik. Sevgili Met’in nasıl bir tepki vereceğini merak ediyorduk. Uyku
koçumuzu arayıp, kararımızı açıkladım. Peki dedi, birazdan ev dışı bir ortamda
uyuturken nelere dikkat edeceğinizi anlatan bir mail göndereceğim dedi.
Gönderdi de, ancak gelen mailde ‘uyku eğitiminiz bitti, mezun oldunuz’
yazıyordu. Ben şok J Daha iki saat önce dışarıda uyumaya hazır değil dediği oğlum
birden mezun olmuştu. Sonra bir telefon görüşmesi yaptık, doğru anladığımdan
emin olamadım çünkü. Görüşmede de mezun olduğumuzu teyit etti, ‘’artık sistemi
öğrendiniz, bundan sonrasını halledersiniz’’ dedi. Ben de bu kamp döneminden o
kadar sıkılmıştım ki ‘’ama benim oğlum hala ağlamadan uyumuyor, hala kısa süre
uyuyor, daha mezun olmadık,’’ demedim. Böylece bu maceranın sonuna gelmiş
olduk.
Şimdi nasıl
mı? En azından gece deliksiz uyuyor derken, orta kulak iltihabı, aşı, ateş, diş
çıkarma gibi sebeplerden uzun zamandır deliksiz uyumuyoruz. Ama bir sıkıntısı
yoksa uyansa bile kısa sürede dalıyor tekrar. Bu arada uyku eğitimi bittikten
sonra, oğlumu odada yalnız bırakıp çıkmayı kestim, o şekilde iyi hissetmiyordum
çünkü kendimi. Şimdi uyku rutinlerimizi yapıp, yatağına yatırıyorum. Yatağının
karşısındaki koltuğa geçip, o uyuyana dergimi karıştırıyorum. Uyuyunca odadan
çıkıyorum.
Ve mutu
son.. Sevgili Met mışıl mışıl uyuyor J